Tenisçi Dirseği Nedir?
Dirseğin dış kısmındaki lateral epikondil adı verilen kemiğe yapışan tendonların dejenerasyonu sonucu oluşan ağrıya tenisçi dirseği denir. İlk olarak tenis oynayanlarda tanımlanan bir hastalık olduğu için tenisçi dirseği ismini almıştır.
Dirseğin dış kısmındaki lateral epikondil adı verilen kemiğe yapışan tendonların dejenerasyonu sonucu oluşan ağrıya tenisçi dirseği denir. İlk olarak tenis oynayanlarda tanımlanan bir hastalık olduğu için tenisçi dirseği ismini almıştır.
Kimler Risk Altında?
Daha çok mesleki olarak
uzun süre kol gücü gerektiren işler ile uğraşan kişilerde, özellikle bilgisayar
kullanmak zorunda olan kişilerede üst ekstremite kas iskelet hastalıkları,
dolayısı ile tenisçi dirseği görülme sıklığı artmaktadır.
Tenisçi Dirseği Nasıl Ortaya Çıkıyor?
Tenisçi dirseği
çoğunlukla aktivite sonrasında dirseğin dış kısmından başlayıp ön kola yayılan
künt ağrı ile ortaya çıkar. Lateral epikondil adı verilen dirsek dış
kenarındaki kemiğe yapışan tendonlar üzerinde mikro yırtıklar ile başladığı
bilinmektedir. Bu mikro yırtıklar zaman içerisinde düşük şiddetteki travmaların
sık tekrarlanması sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Hangi Hareketler Buna Neden Oluyor?
Özellikle yumruk sıkılı
iken bileğin dışa doğru dirençli olarak çevrildiği hareketler ile ortaya çıkar;
Erkeklerde tornavida kullanmak bayanlarda ise elbezi sıkma hareketleri ile en
fazla görülür. Son yıllarda bilgisayar kullanımının yaygınlaşması ile uzun
süreli klavye veya mouse kullanan kişilerde daha sık görülmektedir. Kısa sürede
çok fazla kişi ile tokalaşmak bile tenisçi dirseğine neden olabilmektedir.
Özellikle hastalar diş ağrısına
benzer sabit ve sürekli künt ağrıdan şikayet ederler. Sürekli ağrı hayat
kalitesini düşürüp kişiyi mutsuzluğa, işinde verimsizliğe sürüklemektedir.
Nasıl Tanı Konuluyor?
Genellikle muayene ile
tanı konulur; dirsek dış çıkıntı kemiğinin 5 mm kadar alt kısmına baskı
uygulandığında ağrı ortaya çıkması spesifiktir. El bileğinin yukarı doğru
kaldırılmasına karşı kuvvet uygulandığında dirsek dış kemiği civarında ağrı
ortaya çıkar, ayrıca ön kolu dirence karşı dışa çevirmekte ağrıyı artırır.
Bazen dirsek eklemini ilgilendiren başka hastalıklardan ayırmak için röntgen-
MR gibi radyolojik görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Özellikle dirsek
eklemine yakın bulunan “Posterior interosöz” sinir olarak isimlendirilen sinir
sıkışması tenisçi dirseği ile karışabilmektedir. Detaylı muayene ile ayırıcı
tanı yapılabilir. Tenisçi dirseği ve sinir sıkışması %5 hastada birlikte
bulunabilir
Tenisçi Dirseğinden Korunmak Nasıl Korunulur?
Tenisçi dirseğinden
korunmak için özellikle sık tekrarlanan hareketlerden kaçınmak en önemli çözüm
yoludur. Geçmişte ev hanımlarının temizlik sonrasında uzun süre ara vermeden
bez sıkmaları, erkeklerin uzun süre tornavida kullanması en önemli nedenler
arasında yer alırken; günümüzde uzun süreli mouse kullanılması ve bu mouse’un
çok sıkı kavranarak tutulması en önemli nedenlerden biri halini almıştır,
ayrıca tenis sporuna olan ilginin her geçen gün artması sonucu amatör
sporcuların uzun sure uygun olmayan raket ile vuruş yapılaması günümüzde en
önemli nedenler arasında yer almaktadır.
Korunmak için özellikle Mouse kullanımı sırasında ;
1- Mouse un çok sıkı tutulmaması
2-Küçük Mouse kullanımından kaçınılması,
hatta avuç içini dolduracak büyüklükte Mouse kullanılması,
3- Yapılan işe belirli periyotlar
halinde ara verilmesi.
4-Amatör sporcularda:
Kolay kavranabilen, çok sert olmayan kaliteli raketlerin kullanılması tenisçi
dirseğine yakalanma sıklığını azaltmaktadır.
Tenisçi Dirseği Nasıl Tedavi Ediliyor?
Tenisçi dirseği %90-95
oranında ameliyat dışı yöntemler ile tedavi edilebilmektedir.
Ağrılar yeni başlamış
ise; ilaç- buz ve istirahat tedavisi oldukça başarılıdır. Eğer bu yöntemler ile
tedavi sağlanamaz ise özel dirseklik kullanımı- Atelleme yöntemleri- Fizik
Tedavi uygulamalar(ESWT, masaj, ultrason vb.) veya enjeksiyon yöntemlerinden
birisi ve birkaçı birlikte kullanılabilir. En az 6-8 ay süren tedavi sonrasında
hastaların %5-10’u bu tedavi yöntemlerinden fayda görmediği için ameliyat
edilmektedir. İlaç ve istirahat tedavisinden fayda görmeyen hastalara
enjeksiyon tedavisi uygulanmaktadır. Enjeksiyon tedavisinde 2 yöntem ön plana
çıkmaktadır. Birincisi steroid(kortizon) enjeksiyonu yapmaktır. Bu yöntem çok
uzun yıllardır kullanılmaktadır. Bu yöntemin başarı oranı %40-60 aralığındadır.
Bu yöntem aynı dirseğe 1-3 kez denenmektedir. İkinci enjeksiyon yöntemi ise PRP
enjeksiyonudur. PRP’nin başarı oranı kortizondan %10-20 daha fazladır. Son
yıllarda yan etki görülme oranının daha az olması ve hastanın kendi kanından
elde edilen bir ürün olması nedeni ile tenisçi dirseği tedavilerinde daha fazla
kullanılmaya başlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder