Bu Blogda Ara

27 Haziran 2020 Cumartesi

TROKANTERİK BURSİT

Bursa nedir?
Vücutta eklem çevresinde veya kemik çıkıntılar üzerinde bulunan koruyucu keselere “BURSA” denilir. Bursaların içerisinde eklem zarına benzer bir zar mevcuttur. Görevleri sürtünmeyi azaltmak ve hassas yapıları basınçtan korumaktır.
Bursit nedir?
Bursaların içerisinde bulunan zarın:
1-Travma veya zorlanma,
2- Mikrobik iltihap ile veya  Romatizmal hastalıklar ile kalınlaşarak sıvı yapması sonucu ortaya çıkan ağrılı duruma  “BURSİT” denilir.
Kaç tip Bursa vardır?
2 tip bursa vardır. Birincisi doğuştan vücudumuzda var olan bursalar, diğeri de bazı hastalıklar sonucu sonradan oluşan bursalardır. Sonradan oluşan bursalar tekrarlayan  travmalar ve sürtünmeler sonucunda oluşur.
Trokanterik  bursit nedir?
Kalça dış kenarında bulunan kemiğin (tokanter major kemiği) üzerinde bulunan bursanın hassas ve ağrılı hale gelmesidir. Tek taraflı olabileceği gibi iki kalçada da aynı anda oluşabilir.
Trokanterik bursit kimlerde görülür?
Her yaş grubunda görülebilmekle birlikte orta yaş bayanlarda daha sık görülmektedir.
Trokanterik bursit nasıl oluşur?
Direk travma sonrası oluşabileceği gibi, uzun süreli yürüme, özellikle (trekking tarzı) dağ-tepe yürüyüşleri sonrasında veya  çok fazla merdiven kullanımı sonrasında sık ortaya çıkar.
Skolyoz gibi omurga eğriliği varlığında, kalça ve bel hastalığı varlığına bağlı duruş bozukluğu varlığında, romatizmal hastalık varlığında, kalça protezi olan hastalarda sıklığı artabilir.
Trokanterik bursitin belirtileri nelerdir?
Kalçanın yan kısmındaki kemik çıkıntı üzerinde ağrı şikayeti ile gelir. Hastanın kalça eklemi hareketleri genellikle ağrısız ve normaldir.
İleri dereceli bursitlerde kalça arkasına yayılan ağrı şikayeti siyatik hastalığı ile karışabilir.
Genellikle hasta taraf  üzerine yan yatırlamaz, ağrı artar.
Kalça kenarındaki kemik çıkıntı üzeri bastırmakla ağrılıdır. Yürümek ve merdiven çıkmak ağrıyı artırabilir. Alçak sandalyeden kalkarken veya arabadan inerken ağrı artar.
Bursit tedavisi nasıl yapılır?
Bursit tedavisi nedene yönelik yapılır. Aşırı kullanma veya sürtünme sonucu oluşan bursitlerde antienflamatuvar(ödem çözücü) ilaçlar ve istirahat tedavisi birinci seçenektir. Gerekirse baston bile kullanılabilir. İlaç ile geçmez ise steroid (kortizon) enjeksiyonu veya fizik tedavi uygulanabilir. Kronikleşmiş bursitin tedavisinde cerrahi olarak çıkartılması ve altta yatan kemik çıkıntının törpülenmesi gerekebilir. Enfeksiyona bağlı oluşan bursitlerde enjektör ile içerisindeki sıvı çekildikten sonra uygun antibiyotik tedavisi ile tedavi yapılır, gerileme olmaz ise ameliyat ile kesenin çıkarılması gerekir.

25 Haziran 2020 Perşembe

PAGET HASTALIĞI (Osteitis Deformans)


Bir veya birden fazla kemiği tutan,  kemik yapım ve yıkımının arttığı ve organize olmamış kemik dokusunun görüldüğü iyi huylu kronik bir hastalıktır.
Belirtiler genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkar. Erkeklerde daha sık görülür. Hasta hekime; Baş dönesi, halsizlik, çabuk yorulma, eklem sertliği şikayeti ile gelebilir. Hastaların yarısında hiçbir şikayet olmayabilir. Paget hastalığı en sık Omurga, leğen kemiği, kuyruk sokumu kemiği, uyluk kemiği, kaval kemiği, kafatası kemiği, kol ve köprücük kemiğinde görülür. Tutulan kemik üzerinde  lokal sıcaklık artışı ve zonklayıcı ağrı olur. Ağrı devamlıdır ve dinlenmekle geçmez. Kafatası tutulan hastaların 2/3 ünde işitme kaybı olur. Uzun kemiklerde ortaya çıktığında kemiğin şeklinde eğilmeler görülür. 

Omurga tutulumu olduğunda sinirlerde bası görülür.
Paget hastalığının sebebi bilinmemektedir. Bazı araştırmacılara göre; genetik, çevresel faktörler ve virüslere bağlı olabileceği üzerinde durulmaktadır.
Paget lezyonları zamanla binde 2 oranında kötü huylu kemik kanserine dönüşebilir. Ağrının giderek şiddetlenmesi, yeni kemiklerin tutulması, yumuşak dokuya yayılan kitle ortaya çıkması kanser habercisi olabilir.
Tanı: Paget hastalığının tanısı direk röngen ile konulabilir. Röntgende Paget hastalığından şüphe edildiğinde mutlaka kanda “alkali fosfataz” değeri ölçülmelidir. Paget hastalığının tanısında kanda “Kemik kökenlin Alkali Fosfataz” yüksekliği önemlidir. Kemik yıkım ürünleri ve Ürik asit yüksekliği de görülür. Başka kemik tutulumu varlığının araştırılması için Kemik sintigrafisi yapılması önemlidir. Kanserleşen Paget lezyonlarının tanısı için BT, MRI ve PET yararlı bilgiler verebilir. Kanserleştiğinden şüphe duyulan bölgeden kemik biyopsisi yapılmalıdır.
Tedavi: Hastanın hiçbir şikayeti yok ise ve tutulan kemikle ilgili ciddi bir problem gelişmemiş ise tedaviye gerek yoktur. Amaç ağrının kesilmesi, kemik döngüsünün normalleşmesi, litik lezyonların iyileşmesi, sinir sıkışmalarına bağlı oluşabilecek komplikasyonların önlenmesi, kemikte oluşabilecek deformitelerin önlenmesi amaçlanır.
Gelecekte paget hastalığına bağlı komplikasyon gelişmesi muhtemel hastalarda  Bisfosfanat grubu osteoporoz ilaçları kullanılır. Bunların içerisinde ilk seçenek Zolendronat olmalıdır. Ayrıca aynı zamanda D vitamini ve kalsiyum takviyesi de yapılmalıdır.
Paget hastalığının tedaviye verdiği yanıt kan alkali fosfataz düzeyi ile değerlendirilir. Bu değer normale geldiğinde tedavi tamamlanır. Ayrıca nüks olup olmadığı  alkali fosfataz değerine bakılarak kararlaştırılır.
Cerrahi tedavi ne zaman gerekir?
1-Paget lezyonuna bağlı kırık geliştiğinde,
2-Ekleme yakın lezyonlar eklemde kireçlenme yaparsa(Artroz)
3-Kemiklerde ilerleyici eğilmeler başlarsa
4-Kemik deformiteleri sinirlere bası yaparsa cerrahi tedavi gerekir.
Cerrahi yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; paget lezyonu çok kanayan lezyonlardır. Ameliyat sırasında oluşabilecek kanamayı azaltmak için ameliyat öncesinde bir takım ilaçların kullanılması gerekir.

19 Haziran 2020 Cuma

HALLUX RİJİDUS



Halluks rijidus ayak başparmağının tarak kemiği ile yaptığı eklemdeki hareket kısıtlılığına verilen isimdir. Bu hastalıkta eklem kıkırdağı ilerleyici bir şekilde incelerek yok olur. Hareket kısıtlılığı zamanla artar. Ayak başparmağının yukarı ve aşağı hareketi ileri derecede kısıtlanır ve ağrılı hale gelir.
Halluks rijidus başlangıçta ağrı ile hekime gelir zamanla eklem hareketi kısıtlanır ve ağrı artar. Bu hastalıkta eklemin kenarlarında osteofit adı verilen kemik çıkıntılar oluşmaya başlar, bu çıkıntılar sonradan oluştuğu için üzerlerinde kıkırdak yoktur, parmak hareketleri ile bu çıkıntılar birbirine sürtünmeye başlar. Bu da ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açar.

Halluk Rijidus'un Tedavisi: Başlangıç döneminde antienflamatuvar ilaç ve istirahat tedavisinden fayda görebilir. Ancak yaş ilerledikçe şikayetler artar. Başlangıçta özellikle Rocker bottom (kayık tabanlı) ayakkabılar ile rahat bir yürüme konforu sağlanabilir. Bu ayakkabılar özel tabanları sayesinde başparmak eklem hareketini zorlamadan yürümeyi sağlar, bu da ağrının rahatlamasına neden olur. Ancak bir süre sonra bu ayakkabılar da fayda sağlamaz. Bu durumda cerrahi tedavi gündeme gelir.
Halluks Rijidus'un Ameliyat ile Tedavisi: Halluks rijidus da farklı evrelerde  farklı ameliyatlar yapılabilir.
Çeliektomi ameliyatı: Erken evrede konservatif tedaviden fayda görmeyen hastada eklem çevresinde oluşan osteofit adı verilen kemik çıkıntıların temizlenmesi işlemidir. Ancak bu ameliyatın etkisi sürekli değildir. Zaman ile ağrılar tekrar başlayabilir ve ileri aşama ameliyatlar gerekebilir. Çabuk iyileşme süresi ve eklemin hareketinin korunması nedeni ile sık tercih edilen bir yöntemdir.
Artrodez (dondurma) Ameliyatı: İleri derece halluks rijidus ta tercih edilir. Eklem kıkırdağı çıkarılarak eklem dondurulur. İyileşme süresi uzundur. Eklemin hareketi sonlandırıldığı için ömür boyu özel tabanlı (kayık tabanlı) ayakkabı giyme zorunluluğu vardır.

Rezeksiyon Artroplastisi: eklem yüzleri ameliyat ile çıkarılarak sarsak eklem elde edilir. Ağrı geçer, eklem hareketi kısıtlanmaz, ancak yürüme sırasında parmağın itme gücü kullanılamadığı için güçsüzlük oluşabilir.
Artroplasti (Protez): Protez ameliyatı ile bozulan eklem yüzeyi metal (yapay) eklem ile değiştirilir. Avantajı eklemin hareketi muhafaza edildiği için normal ayakkabı giyilebilir. Dezavantajı ise ilerleyen dönemde protez gevşer bu nedenle tekrardan dondurma ameliyatı gerekebilir.


14 Haziran 2020 Pazar

HAGLUND HASTALIĞI


Bu hastalıkta topuk kemiğinin arka kısmında kemik çıkıntı vardır ve ağrı yapar. Bu kemiğe Aşil Tendonu yapışır. Buna bağlı olarak yürüme esnasında bu çıkıntı aşil tendonuna sürtünür. Tendon ile kemik arasında “ retrokalkaneal bursa “ ismini verdiğimiz bir koruyucu kese vardır. Başlangıç döneminde sürtünme ile önce bu kesede ödem meydana gelir. Bu ağrılı bir durumdur. Sürtünmenin devam etmesi halinde Aşil tendonunda dejenerasyon dediğimiz yıpranma meydana gelir. Dejenerasyon aşil tendonunu zayıflatarak tendonun kopmasına neden olabilir.
Haglun Hastalığının Tanısı: Haglund hastalığının tanısı fizik muayene ile konulabilir. Ancak ayak bilek röntgeni ile kemik çıkıntının boyutunun tespit edilmesi ve tanının doğrulanması gerekir. Ağrıların konservatif tedavi ile geçmediği cerrahi tedaviye karar verildiği dönemde mutlaka ayak bilek MR çektirmek gerekir. MR bize aşil tendonunda dejenerasyon olup olmadığını göstermesi açısından önemlidir.
Haglund Hastalığında Konservatif Tedavi:  Baslangıç dönemimde (retrokalkaneal bursit dönemi veye tenosinovit döneminde)  sürtünmeyi önlemek için topuğu yükseltici tabanlıklar antienflamatuvar ilaçlar ile birlikte kullanılır. Yeterli gelmez ise retrokalkaneal bursa içerisine steroid enjeksiyonu uygulanabilir.
Haglund Hastalığının Cerrahi Tedavi: Konservatif tedavi ile başarılı olunamadığı durumda ağrıyı geçirmek için veya aşil tendonunda dejenerasyon varlığında tendonun kopmasını önlemek için topuk kemiğinin arka kısmındaki çıkıntı kemik traşlanır. Eğer aynı seanta aşil tendonunda dejenerasyon var ise tendona canlandırma işlemide uygulanır.






TETİK PARMAK


Tetik parmak el parmağında takılma ile seyreden ağrılı bir hastalıktır. Yetişkinlerde ve bebeklerde olmak üzere iki tipi vardır.
Yetişkinlerde görülen Tetik Parmak Hastalığı:
Tetik parmak hastalığı genellikle 45 yaş üzerinde ortaya çıkar.  Kollajen doku hastalığı(Şeker hastalığı gibi) ile birlikte olduğunda  orta ve yüzük parmakta sık olarak ortaya çıkar. Parmak kapatıldığında takılır ve kapalı kalır, açılmaya çalışıldığında ani olarak ve ağrılı bir şekilde düzleşir. Bu hareket tetik hareketine benzetildiği için bu hastalığa “Tetik Parmak” ismi verilmiştir. Parmağın kapatılmasını sağlayan fleksör tendon dediğimiz kirişlerin üzerinde pullet adını verdiğimiz yatay bantlar vardır. Tendonda kısmi kalınlaşma meydana gelir. Tendonun bu pulley altında sıkışması sonrasında tetik parmak hastalığı denilen durum meydana gelir. Tetik parmak hastalığı tüm parmaklarda ortaya çıkabilir.

Tetik Parmak Tedavisi: Başlangıç tedavisi istirahat ateli ve ilaç ile yapılır, geçmez ise tendon ile pulley arasına steroid enjeksiyonu yapılabilir. Ancak deriye yakın tendonlara yapılan enjeksiyonda deride incelme ve kalıcı renk değişikliği oluşabilir. Tüm konservatif tedavi ile geçmeyen takılmalarda cerrahi olarak tendon üzerindeki Pulley denilen bandın gevşetilmesi ile kalıcı olarak tedavi edilir.  Bu işlem sırasında parmağın duyusunu sağlayan sinirleri korumak gerekir.



Bebeklerde Tetik parmak hastalığı:
Bebeklerde baş parmağın takılı kalması ile görülen bir hastalıktır. Bebeklerde tetik parmak hastalığı doğumsal bir deformite değildir, çoğunlukla ilk iki yaş içinde meydana gelir. %25 hastada iki taraflı görülebilir. Eğer parmak uzun süreli takılı kalırsa eklemde deformiteye yol açar, bu nedenle atelleme tedavisi çok başarılı değildir. Derhal cerrahi olarak gevşetme ameliyatı ile kalıcı tedavi yapılır.